2. Beyazıt, 3 Aralık 1447 yılında Dimetoka Sarayında doğan 8. Osmanlı padişahıdır. Annesi Gülbahar Hatun, babası ise Fatih Sultan Mehmet’tir. Çocukluğunda iyi bir eğitim alan yedi yaşında Amasya valisi olan 2. Beyazıt, burada dönemin ünlü alimlerinden dersler almaya devam etti. Felsefe, matematik, hat derslerinin yanında, Farsça, Arapça, Çağatay lehçesi ve Uygur alfabesini öğrendi. Dinine bağlı, bestekar ve hattattı. Divan edebiyatında Adli mahlasını kullanarak şiirler yazdı. 1473 yılında Otlukbeli savaşında kumandan olarak görev yapan 2. Beyazıt, 1479 yılında Torul ve çevresini devletin topraklarına katmıştır. Babasının 4 Mayıs 1481 yılında vefat etmesi üzerine sadrazam tarafından 2. Beyazıt ve kardeşi Cem Sultan’a haberciler gönderildi. Cem Sultan’a giden haberci engellendiğinden, haber geç ulaştı. Beyazıt tarafını tutan yeniçerilerin İstanbul’da çıkardığı isyanla Şehzade Korkut babasına vekaleten tahta çıkarıldı. Haberi alan 2. Beyazıt’ın İstanbul’a gelişiyle oğlundan tahtı alan 2. Beyazıt, 22 Mayıs 1481 yılında 31 yıl sürecek saltanatını başlattı.
2. Beyazıt saltanatı döneminde yaşananlar
Cem Sultan’ın kardeşinin padişahlığını kabul etmemesi sebebiyle uzun yıllar süren taht kavgaları yapılmıştır. İnegöl yakınlarında savaşa giren iki kardeşten Cem Sultan bu savaşta başarılı olmuştur. Padişahlığını Bursa’da ilan eden Cem Sultan, burada 18 gün hüküm sürmüştür. Devletin eşit paylaşımını isteyen Cem Sultan’a, 2. Beyazıt ve devletin ileri gelenleri olumsuz yanıt vermişlerdir. Avrupalılar ve Memluklular ise çıkarlarına uyduğundan Cem Sultan’ı desteklemişlerdir. Yenişehir ovasında 1481 yılında gerçekleşen savaşta Cem Sultan yenilerek, çekildi. Kardeşinin padişahlıktan çekilmesi için önerdiği parayı da kabul etmedi. Memlukluların ve beylerin yardımıyla 27 Mayıs 1482 yılında Konya’yı kuşattı. Osmanlı ordusu ile Akşehir’de savaşsa da, bundan yenilgiyle ayrılarak, Ankara’ya gitti. Ardından Rodos’a giderek, bir daha ülkesine dönmedi. Esir hayatı yaşayan Cem Sultan, 25 Şubat 1495 yılında vefat etti. Bunu öğrenen 2. Beyazıt ülkede üç gün süren yas ilan etti. Kardeşinin cenazesini uzun uğraşlar sonunda alıp, Bursa Muradiye Camisindeki kardeşi şehzade Mustafa’nın türbesine defnedildi. Bu arada kendisinden yardım isteyen Müslümanları ve Yahudileri Cem Sultan’ın ölümünden sonra Osmanlı topraklarına getirdi. Fatih zamanında başlatılan İtalya seferinde alınan Otranto kalesi, iç problemler sebebiyle Napoli Krallığı ile anlaşılarak terk edildi.
2. Beyazıt döneminde yapılan savaşlar
2. Beyazıt 31 yıl süren padişahlığında ülke topraklarını genişletmek için 5 defa sefere çıkmıştır. Bu seferlere Sefer-i Hümayun adı verilmektedir.
Birinci Sefer-i Hümayun: 1483 yılında Sırbistan’a ve Belgrad’a kadar gelen 2. Beyazıt, buradaki tüm kaleleri onartarak, 7 ay sonra İstanbul’a dönmüştür. Savaştan çekinen Macaristan, Osmanlılarla aynı yıl barış antlaşması imzalamıştır. Bu sefer sonunda Hersek Dükalığı Bosna eyaletine katılmıştır.
İkinci Sefer-i Hümayun (Boğdan seferi): Boğdan’ın vergileri ödememesi sebebiyle, Osmanlı topraklarına bağlanması için, ilk seferden bir yıl sonra Boğdan’a sefere çıkılmıştır. Osmanlılar bu seferden başarılı bir şekilde dönerek, Karadeniz’i Türk gölü haline getirmiştir. Bu seferle Kırım ile karadan bağlantıda sağlanmıştır.
Üçüncü Sefer-i Hümayun: 10 Mart 1492 yılında Belgrad’ın fethi için yapılan seferdir. Sofya’da görevi Süleyman Paşa’ya bırakan 2. Beyazıt Arnavutluk’a gitti. Burada kendisine düzenlenen suikasttan kurtularak, 1492 yılında İstanbul’a döndü. Bu arada Belgrat’ta kaleyi kuşatmış olan Süleyman Paşa, başarısız olmuştur. Kanuni dönemine kadar bu şehir alınamamıştır. 1492 yılında Macarlarla Adbina zaferi kazanılmış, 1498 yılında Osmanlı Lehistan savaşı başlamıştır.
Dördüncü Sefer-i Hümayun: Venedik’e karşı Macarlarla iyi geçinen 2. Beyazıt, Venedik’in kendisine taraf bulmaması için uğraşlar veriyordu. 31 Mayıs 1499 yılında Venedik seferi için İstanbul’dan ayrılan 2. Beyazıt, donamayla Venedik kuvvetlerini dağıtmıştır. Savunma hazırlıkları yapan Venedik donanması ve Osmanlı donanması Gallo burnu açıklarında karşılaştı. Sapienza Deniz Savaşı olarak bilinen bu savaştan Osmanlılar galip olarak ayrılmıştır. Bu savaş Osmanlı tarihinde kazanılan ilk açık deniz savaşı olmasıyla önem taşımaktadır. Daha sonra bu adaya Barak Reis adası adı verilmiştir.
Beşinci Sefer-i Hümayun: 30 Ağustos 1499 yılında kazanılan Sapienza zaferinin ardından, İnebahtı Kalesi’ de Osmanlıların olmuştur. Şimdi sıra Venedik üssü konumunda olan Modon, Koron ve Navarin’ gelmiştir. 7 Nisan 1500 yılında Edirne’den yola çıkan 2. Beyazıt, beşinci seferine başlamış oldu. 10 Ağustos 1500 yılında Modon kalesi kuşatılarak alınmıştır. 12 Ağustos’ta Navarin, Fener ve Milona kaleleri alınmıştır. Venediklilere ülkelerine dönmesi için izin verilmiştir. 16 Ağustos’ta alınan Koron’la birlikte Venediklilerin Yunanistan ile bağlantısı kalmamıştır. 3 Aralık 1500 tarihinde Navarin önlerine gelen donanma başarıyla burayı da ele geçirmiştir. Her alanda Venediklilere üstünlük sağlayan Osmanlıların, Dıraç’ı da almasıyla Arnavutluk ile de bağlantısı kalmayan Venedikliler barış istemişlerdir. 14 Aralık 1502 tarihinde imzalanan antlaşmayla Kefalonya dışındaki tüm yerler Osmanlılara kalmıştır. Venedikliler ile savaş halindeyken Karamanoğulları tarihteki son ayaklanmayı gerçekleştirmiştir. Osmanlılar bunun altından da başarıyla kalkmıştır. İranlıların başına geçen Safevilerin lideri Şah İsmail, İslam devletlerini Şii mezhebi altında birleştirebilmek için, Osmanlıyı yıkma düşüncesiyle çeşitli hareketlerde bulunmuştur. Bunun için 1507 tarihinde Dulkadiroğluları Beyliği üzerine yürümüştür. Bu yaptığından dolayı Osmanlılardan özür dilediğinden ötürü, Osmanlılar bunu cevapsız bırakmıştır. Avrupa karşısında prestij kazanması Şehzade Selim’i harekete geçirmiş, Azerbaycan’a girerek Safevi hanedanından olan kişileri esir alarak, intikam almıştır. 2. Beyazıt’ta Orta Anadolu’ya asker yığarak, Şah İsmail’e karşı önlemleri arttırmıştır. Bunların karşısında 1508 yılında Şah İsmail Diyarbakır’a çekilme kararı almıştır.
1509 İstanbul depremi (Küçük kıyamet)
10 Eylül 1509 tarihinde İstanbul’da 45 gün aralıklarla devam eden şiddetli depremlerde, iki ay boyunca çadırlarda süren bir hayat başlamıştır. Deprem Edirne ve İstanbul’da aynı şiddetlerle oluyordu. Bunlar Osmanlı tarihinde meydana gelen en şiddetli depremlerdir. 14 Eylül 1509 tarihindeki deprem, en şiddetli yaşanandır. Binlerce insan hayatını kaybetmiş, denizden gelen dalgalar tufan yaratmıştır. 2. Beyazıt’ta çadırda on gün kadar yaşamıştır. Edirne’de kendisine yapılan ahşap evde ikamete başlamıştır. Bu depremlerin ardından İstanbul’un yeniden imar edilmesi çalışmaları başlamıştır. 2. Beyazıt’ın çabalarıyla İstanbul kısa sürede Mimar Hayreddin nezaretinde inşa edilmiştir.
Şahkulu isyanı ve oğullar arasındaki taht kavgaları
Şah İsmail’in Şii propagandası yapması için görevlendirdiği Şahkulu, Kütahya’da Osmanlı kuvvetlerini dağıtmış ve şehri istila etmiştir. Bunu bastırmak için Şehzade Ahmet görevlendirildi. Amasya sancakbeyi olan Şehzade Ahmet Ali Paşa ile birlikte, Şahkulu’nun durdurulması için görevlendirildi. Tarihe 1511 yılında yapılan Gökçay Meydan Muharebesi olarak geçen karşılaşma sonunda Şii Türkmenleri yenildi ve Ali Paşa öldürüldü. Şahkulu’nun idam edilmesinden sonra Osmanlılarda sorunlar başladı. Şehzadelerin babalarını başarısız olarak görmesi, taht için kavgalara sebep oldu. Şehzade Korkut, Selim ve Ahmet arasında yaşanan taht kavgaları sonunda, 2. Beyazıt 24 Nisan 1512 yılında Şehzade Selim adına tahttan çekildi. Bunun sebebi yeniçerilerin yaptığı baskıdan dolayıdır. Bunun ardından Dimetoka’ya çekilmek isteyen sultan, 62 yaşında 26 Mayıs 1512 tarihinde yolda vefat etmiştir. Cenazesi İstanbul’da Beyazıt Camisindeki türbeye defnedilmiştir. Ölümünün ardından İslam aleminde ve başka yerlerde gıyabi cenaze namazları kılınan bir padişahtır.
2. Beyazıt kişiliği ve tarihteki izleri
Yumuşak bir yapısı olan, ibadet ve hayır işlerine önem veren bir padişahtır. Bu yüzden kendisine Bayezid-i Veli adı verilmiştir. Savaşa mecbur kalmadıkça yanaşmamıştır. Alimlere ayrı bir değer vermiştir. Edebiyata ve musikiye karşı ilgisi vardı. Yazdığı pek çok müzik eserinden günümüze 8 tanesi ulaşmıştır. Bunlar;
- Neva Saz Semaisi
- Fahte usulünde Neva Peşrevi
- Düyek usulünde Evc Peşrevi
- Evc Saz Semaisi ile Sakıyl usulünde Nişabur Peşrevi
- Ağır düyek usulünde Aşiran Buselik Peşrevi
- Çifte düyek usulünde Rahatül Ervah Peşrevi ile Rahatul Ervah Saz Semaisi
Adli mahlasıyla Farsça ve Türkçe şiirler yazan sultanın, Rumi 1308 yılında bir divanı basılmıştır. Hat sanatına karşı da ilgisi vardı. Osmanlı donanmasını yenilemiş, yelkenli gemileri uzun menzilli toplarla donatmıştır. Akdeniz’de Osmanlının hakimiyetini sağlamıştır. Yeniçeri ocağını genişletmiş ve ağa birliklerini kurmuştur. Beyazıt Camii ve medresesi, Hatuniye Camii, İkinci Beyazıt Külliyesi ve köprüsü gibi nice eserler yaptırmıştır.
Kaynakça : https://www.osmanlipadisahlari.gen.tr/