Türk Mitolojisinde Bürküt/Merküt veya Semrük Bürküt hayat ağacının 7. katında buunur. Yöresel bazı Türk toplumlarında ise kutsal kayın ağacında durur. Altay, Tuva ve Moğol mitolojisinde yeni doğan her bebeğin ruhunu bir dişi Bürküt yemiştir.
Türkçe “Bürküt” kartal demektir. Merküt de bu sözden gelmektedir. Altaylardaki Teleüt Türkleri arasında, Merküt soyundan gelen bir boy (Sok) vardır. Bunlara göre Merküt, efsanevi ve kutsal bir “Gök kuşu” idi. Bu kuş o kadar büyüktü ki, ay onun sol kanadını, güneş de sağ kanadını ancak kapatabiliyordu. Başkurt Türklerinde ise çift başlı kartalın adı “Semrük” tür.
Türk Mitolojisinde Bürküt/Merküt veya Semrük Bürküt hayat ağacının 7. katında bulunur. Yöresel bazı Türk toplumlarında ise kutsal kayın ağacında durur. Kendisi Tanrı Ülgen’in temsilcisidir ve 7. kattaki kapının korunması onun görevidir. Oradan daha yukarıya hiçbir ölümlü geçemez. Kanadın biriyle ayı diğeriyle güneşi tutar. Tırnakları bakırdandır.
Altay, Tuva ve Moğol mitolojisinde yeni doğan her bebeğin ruhunu bir dişi Bürküt yemiştir. Daha sonra güneye, sıcak iklimdeki ak su gölünün yanındaki çayırlara uçan Bürküt bir kayın ağacının tepesine yumurtasını bırakır. Yumurta çatlayınca içinden bir bebek çıkar, ağacın alt dalında bir beşik vardır. Bebek bu beşiğe düşer. Büyüyene kadar ona Bürküt anası bakar. Büyüdüğünde ise bebek şaman olur.
Yakut ve Dolganlarda ise Bürküt’ün, hayat ağacının göğün 7. katına rastlayan dalında durduğu, çevresinde küçük kuşlar şeklinde çok sayıda ruhun uçuştuğu, yeni bir bebek doğduğunda kamların buraya kadar giderek yeni doğan bebeğe bir ruh alıp getirdiklerine inanılır.
KAYNAKLAR :
https://tarihtenyazilar.com
Ögel, B. “Türk Mitolojisi I”, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2003, Ankara, s.598-599.
Radlof, W. “Aus Sibirien II”, Maarif Basımevi, 1957, İstanbul, s. 32.
Stenberg, L. “Kult orla u Sibirskih Vol.2”, Leningrad, 1925, s. 733.