Müslümanların Hristiyanlar karşısında yeniden güç kazandığı bu savaş Endülüs Emevi Devleti’nin dağılması ile başlayan bir süreç sonucunda meydana geldi. Hristiyan krallıkları Müslümanları Endülüs’ten çıkarma ve kaybedilen toprakları geri alma planları yapmaya başladı. Bu düşünce ile Kastilya-Leon Kralı VI. Alfonso, Endülüs’ün stratejik bakımdan önemli şehirlerinden Tuleytula’yı işgal etti. Mücadele içine çekilmek zorunda kalan Müslümanlar güçlerini büyük ölçüde yitirmiş durumdaydı. Müslüman emîrler, bu istilâ girişimlerini durdurmak için Murâbıtlar’dan yardım istemeyi düşündüler. Müslümanların yardım çağrısını olumlu karşılayan Yûsuf b. Tâşfîn’den Kral VI. Alfonso’nun haberi yoktu. Müslüman ve Hristiyan orduları Zellâka ovasında konuşlandılar. Hristiyan kuvvetlerinin ilk saldırısı püskürtülse de bu güçler ikinci bir yoğun saldırıya geçti. Kral VI. Alfonso, Yûsuf b. Tâşfîn’in savaşın gidişatını takip ettiğinden habersiz bir şekilde ordusunun merkez kuvvetlerini savaş alanına sürdü. Kralın bu aceleciliğinden faydalanan Yûsuf b. Tâşfîn, ordusunun merkez kuvvetlerini Hristiyanların ana karargâhına yönlendirdi. Müslümanların kesin zafer elde ettikleri savaşta Kral VI. Alfonso savaş alanından kaçtı.
İslâm tarihinde kesin sonuçlu savaşlardan biri olan Zellâka zaferini başta İşbîliye Emîri İbn Abbâd el-Mu‘temid-Alellah olmak üzere şairler zaferle ilgili kasideler söyledi. Müslümanları yok olmaktan kurtaran, Hristiyan yayılmasını bir süre için durduran Zellaka zaferinin ardından Endülüs’te ve Mağrib’de şenlikler düzenlendi. Savaş boyunca temkinli davranan Murâbıt sultanı cihad maksadıyla savaştığını göstermek için kazanılan ganimetleri Endülüslüler’e bıraktı. Zellaka Savaşı’ndan elde edilen zafer ile Hristiyanlar karşısında güçsüz durumda bulunan Müslümanların yeniden güç kazanmasını sağladı. Endülüslüler’in mâneviyatını yükseltmiş, kısmen de olsa kendilerine güvenmelerine vesile teşkil etti. Öte yandan “reconquista” hareketinin iki yüzyıl gecikmesini sağlayan önemli bir dönüm noktası oldu. Bu zaferin ardından Abbâsî Halifesi Muktedî-Biemrillâh, Yûsuf b. Tâşfîn’e “emîrü’l-müslimîn” ve “nâsırüddîn” unvanlarını verdi.
Kaynakça: https://www.beyaztarih.com