Niccolo Machiavelli 3 Mayıs 1469 yılında İtalya’nın Floransa kentinde doğdu. Rönesans felsefesinin siyaset felsefesi açısından en önemli düşünürüdür. Babası avukat olan Niccolo Machiavelli, ailesinin üçüncü çocuğuydu. Babası Bernardo yeterince zengin veya aristokrat değildi. Fakat dönemin hümanist düşünürleri ile dostlukları olan biriydi. Oğluna, 7 yaşından itibaren Latince öğrenmesi için özel eğitim aldırmıştır.
Floransa’da Medici ailesi yönetimden sürüldükten sonra, iktidarı Dominikan Mezhebi savunucusu olan Savonarola ele aldı. Bu topluluk şehrin yönetimi için 10 tane yönetici seçmişti. Niccolo Machiavelli henüz 29 yaşında ve tanınmamış bir kişiyken bu şehir cumhuriyetinin ikinci başkanlığı görevine atandı. Bir süre görev yaptıktan sonra şehir tekrar Medicilerin eline geçmişti. Niccolo Machiavelli görevinden alınmış, hükümeti devirme şüphesi üzerine tutuklanmıştı. Kendisine işkence edilmesinin yanı sıra hem para hem de hapis cezasına çaptırılmıştı.
İlerleyen dönemlerde Floransa kökenli Papa 5. Leo göreve gelmiş ve genel bir af ilan etmişti. Bu sayede hapisten kurtulan Niccolo Machiavelli, tekrar devlet görevine gelmek için Medici ailesine yakınlaşmaya çalışmıştır. Medicilere çeşitli mektuplar yazarak neden devlet görevine gelmesi gerektiğini belirtmiştir. Ona göre kendisi iyi bir tarih okuyucusudur. Bu nedenle devlet yönetimi hakkında teorik olarak yetkinliğe sahip olduğunu iddia ediyordu. Ayrıca hayatı boyunca birçok farklı göreve geldiği için pratik anlamda da devlet görevi için çok uygun olduğu konusunda Medici ailesini ikna etmeye çalışıyordu. İlerleyen dönemlerde Giulio de Medici tarafından himaye edilmiştir. Kendisine Floransa tarihini yazma görevi verilmiştir.
Medici ailesi bir süre sonra Floransa’daki iktidarını tekrar kaybeder. Yeni gelen yönetim Niccolo Machiavelli’yi bu sefer Medicilere yakın olduğu iddiası ile görevinden alır. Yaşamış olduğu bu buhranlara daha fazla dayanamayarak 1527 yılında hayatını kaybeder.
Niccolo Machiavelli’nin Siyaset Felsefesi ve Devlet Anlayışı
Niccolo Machiavelli “Prens” adlı eserinde hükümdarların sahip olması gerektiğini düşündüğü ahlaki değerleri ele almıştır. Bu eserini yazarken çoğunlukla kendi yaşam tecrübesinden ve Roma tarihinden esinlenmiştir.
Niccolo Machiavelli, olması gereken ideal bir devlet anlayışı ve onun ahlaki temelleri ile uğraşmaktan ziyade hayatı boyunca bizzat kendisinin tecrübe ettiği politik hayatı ve olguları incelemiştir. Onun temel amacı politikaya ahlaktan bağımsız bir varlık alanı kazandırmaya çabalamasıdır. Ona göre eğer bir yönetici ahlaki ilkelere göre toplumu yönetmeye kalkışırsa sonunda kendi iktidarı dahil devletin ve toplumun düzeni, ahengi ve refahını kaybedebilir. O politikayı ele alırken ahlaki bi zemin üzerinde tartışmak yerine, bilimsel bir bakış açısı takınmaya çabalamıştır. Bu nedenle kendisi politika bilimi kurmaya çabalamıştır. İşin ilginç tarafı kendisinin inandığı politika anlayışını savunanlar yüzünden hayatı boyunca birçok haksızlığa maruz kalmıştır.
Niccolo Machiavelli’ye göre insan doğası gereği bencildir ve sadece kendi çıkarını düşünür. Böylesi bir varlığı ortak bir toplum paydasında bir araya getirmek çok zordur. Bu büyük bir dönüşüm ile meydana gelebilir. Bu amaçla var olan geleneksel devlet anlayışı tümüyle reddedilmelidir.
Niccolo Machiavelli insanların doğuştan getirmiş olduğu doğal hakların olmadığına inanır. Yasa koyucu bu açıdan sınırsız bir özgürlüğe sahiptir. Tüm yasalar imparatorun iradesine bağlı kılınmıştır. Yasaların tek ölçütü egemenin iradesidir. Bu nedenle yasalara ölçüt olabilecek başka rasyonel ölçütler aramak boşunadır. Adalet yasaya uygunluk demektir. Yasa dışında adalete zemin aranmamalıdır. Fakat hükümdar yasa koyarken toplumun ortak iyiliğini gözetmelidir. Fakat işin garip tarafı bu ortak iyinin ne olacağına yine hükümdarın karar vermesidir. Bu nedenlele hükümdar ortak iyinin ne olacağını belirler ve ona uygun yasalar koyar. Herkesinde sorgusuz bu yasalara uyması beklenir.
Niccolo Machiavelli erdemin yasaya bağlı olduğunu yani yasaların erdemden çıkarılmayacağını savunuyordu. Bu açıdan hükümdar toplumun erdemlerini de belirleyen yegane güçtür. Neyin onlar için doğru olacağına mutlak manada karar veren egemenin kendisidir. Bozuk bir toplumda köklü bir reformun olması için böylesi güçlü bir egemenlik anlayışının olması gerektiğini savunur.
Niccolo Machiavelli’ye göre hükümdarlar kötü bir şöhret yapmamaya dikkat etmelidir. Çünkü kötü şöhret onun egemenliği için bir tehlike olabilir. Egemen kötü eylemlerde bulunsa bile, kötü görünmeyi engellemelidir. Yeni bir hükümdar mevcut iktidarını korumak ve kendini kandırmaya çalışanları alt etmek adına ara sıra insanlığa karşı hareket etmelidir. Fakat bunu yaparken bile iyi biri görünmeye dikkat etmelidir. Bu nedenle hükümdar büyük bir taklitçi ve iki yüzlü olmak zorundadır. Bu yüzden halkı nasıl kandıracağını öğrenmelidir. Hükümdar yönetici haşmetiyle halktan yalıtılmalıdır. Halk onun sadece nasıl göründüğünü bilmelidir. Nasıl biri olduğu önemli değildir. Hükümdar için önemli olan aldatılacak bir halk bulmaktır.
Niccolo Machiavelli’ye göre hükümdar korkulan biri olmalıdır. Korku, hükümdarın sevilmesinden çok daha güvenilir bir yoldur. Eğer toplum cezalandırılma korkusu yaşlarsa, hükümdarın egemenliği daha sağlam olur.
Hükümdar cimrilik ve cömertlik arasında bir tercih yapacaksa, cimriliği seçmelidir. Çünkü cömert bir hükümdar devlet hazinesini bir süre sonra bitirebilir ve sonra cimri olarak devam ederse halkta daha büyük tepki oluşabilir. Bu nedenle önceleri cimri olması daha mantıklı bir yoldur.
Hükümdar bazı ahlaksızlıklar ve bedensel zevklerin peşine düşme konusunda kendini korumalıdır. Fakat bu elinden gelmiyorsa bunları yapmasında sıkıntı yoktur. Bu ahlaksız davranışlarından fazla kaygılanmasına gerek yoktur. Önemli olan halkının onu iyi bilmesidir.
Niccolo Machiavelli’ye göre bir devlet iyi yasalar ve iyi ordular temeli üzerine inşa edilir. İyi bir ordusu olmayan devletin iyi yasasından bahsedilemez. Bu nedenle bir hükümdar için en önemli husus iyi bir orduya sahip olmasıdır.
Kaynakça: https://www.felsefen.com