Yaptığı aykırı resimleriyle, Roma’da sayısız suça alet olmasıyla birlikte Caravaggio Roma’da istenmeyen biri haline gelmişti. Öldürmenin yasak olduğu bir düelloya katılan Caravaggio düelloda bir soyluyu öldürmesiyle de artık hem polis tarafından hem de bazı çeteler tarafından aranıyordu. Bu bardağı taşıran son damlaydı ve bir an önce Roma’yı terk etmeliydi. Böyle de yaptı. Caravaggio Napoli’ye kaçmıştı. Burada aranmıyordu ve çeşitli eserler veriyordu. Roma’da başına gelenlerden biraz korkmuş olmalı ki Napoli’de yaptığı ilk resimler eski resimlerine göre daha uygun, aykırı olmayan eserlerdi. Napoli halkı da böyle bir ressamı konuk ettikleri için gayet mutluydular. Burada ne kadar rahat olsa da Roma’da büyüyen sanatçımız Roma’yı özlüyordu ve geri dönmek için her fırsatı yakalamaya çalışıyordu. Burada bir yıl kaldıktan sonra küçük bir ada olan Malta’ya gitme kararı almıştı. Fakat niyeti sıradan bir ressam olmak değildi. Malta adası Malta Şovalyeleri’nin merkeziydi ve kendisi şövalye ilan edilmek istiyordu. Böylece özlemini çektiği Roma’ya dönebilecekti! Burada da eserler veren Caravaggio kısa sürede ünlenmişti ve şövalye ilan edilmesi için ismini kullanmadan papaya bir mektup yollamıştı. Papa onu şövalye ilan etmişti ve artık kendisi bir Malta Şövalyesi’ydi. Yeni unvanıyla aldığı ilk görev Valetta Katedrali’nde bir resim yapmaktı. Burada “Vaftizci Yahya’nın Başının Kesilmesi” eserini yapmıştı. Yahya’nın kanına dikkatli bakacak olursanız ürkütücü bir detayla karşılaşırsınız. Caravaggio ,Yahya’nın kanıyla kendi imzasını atmıştır. Yahya’nın kanıyla vaftiz etmiştir kendini.
Şövalye olmasına rağmen hala rahat değildi ve şövalyeliğin çok sıkı kuralları vardı. Bu kurallar Caravaggio gibi birine göre uyulması imkansız kurallardı. Çok değil yalnızca iki ay sonra Caravaggio başka bir şövalye ile kavga edip onu yaralamıştı. Bununla beraber artık şövalye değildir ve yine burada da suçlu olmuştur. Yaklaşık bir ay burada hapis yatan Caravaggio sonunda kaçmayı başarmıştır ve ilk gemiyle kendini Sicilya’ya atmıştır. Artık kendisi bir kaçaktır ve Roma’ya gitme hayalleri suya düşse de hala nasıl gideceğini düşünüyordur. Ve sonunda bir eserle Papa’dan af dileme fikrine kapılmıştır. Bazı nüfuzlu arkadaşlarının da ona söylediği bilgilere göre Papa onu affetmeye hazırdır. Bunun üzerine derhal hazırlıklara geçen Caravaggio, “Davut, Goliath’ın Kafası İle“ eserini yapmıştır.
Davut ve Goliath
Eserin ikonografisinden kısaca bahsedecek olursak; 15 yaşındaki Davut orduda asker olan ağabeylerine erzak götürürken bir dev olan Goliath’ın haykırışlarını duyar ve ona karşı koymaya karar verir. Elindeki sapanıyla Goliath’ı kafasından vuran Davut onu öldürmeyi başarır. Resimden anlaşılacağı üzere sanatçımız bu olayın sonrasını resmetmiş. Davut, Goliath’ı çoktan öldürmüş ve insanlara göstermek için başını kesmiştir.
Resmi ilk gördüğümüzde, resmin ikonografisini bilen bilmeyen herkesin aklında böyle bir sahne canlanmamıştır sanırım. Çünkü Goliath resimde bir dev görüntüsünden çok uzaktır ve Davut ise alışagelmişin çok dışında bir görüntüye sahiptir. İşte tam da bunları düşündüğümüz zaman bir şeylerin ters gittiğini fark etmiş olmalıyız. Çünkü bu resimde 19 yaşında ki Caravaggio, otuzlu yaşlarında olan kendisinin başını kesiyor! Kendi kestiği kafasına tiksinç ve umursamaz şekilde bakıyor. Papa’ya resmen “benim kellemi almanıza gerek yok buyurun, ben artık 19 yaşındaki halim gibi saf ve temizim” mesajını veriyor! Kılıcına dikkatli bakarsanız ise “h-as os” yazdığını görürüz ve bu latince “humilitas occidit superbiam” deyiminin kısaltması olduğu düşünülmekte ve Türkçe “alçak gönüllülük kibri öldürecek” anlamına gelmektedir. Goliath’ın gözleri kaymış ve kanlar içinde. Caravaggio kendi hayatında da böyle anlara çok şahitlik ettiği için resmederken zorlanmış olmamalı.
Talihsizliği ve Gizemli Ölümü
Resmi çizdikten sonra hemen Roma yollarına düşmeye karar veren Caravaggio Roma’ya giden bir gemiye binmişti. Bu onun için çok tehlikeli bir yolculuktu fakat belki de tek hayali Roma’ya geri dönmek olan Caravaggio bu riski göze almıştı. Ara limanlardan biri olan Palo Laziale’de gemiden indi ve burada sebebi bilinmeyen bir nedenden ötürü bir gün tutuklandı. Tutuklanmasıyla birlikte gemiyi kaçırmıştı ve resmiyle birlikte Roma’ya doğru yol almıştı. Hapishaneden çıkar çıkmaz geminin bir sonraki ara limanına çaresizce koşan Caravaggio yolda ölmüştür. Neden öldüğü tam olarak bilinmemekle birlikte yolda sıtmaya yakalandığı, hastalanıp öldüğü veya Malta Şovalyeleri tarafından suikaste uğradığına dair görüşler vardır. Ölümü ve yaşamı en az resimleri kadar karanlık olan Caravaggio aykırı resimleriyle, karakteriyle, asi ruhuyla hem döneminin hem de günümüzün en çok konuşulan sanatçılarından biri olmayı başarmıştır.
Kaynakça : http://www.tarihtensayfalar.com